SOSİAD Semineri, ISK SODEX Fuarının İlgi Çeken Etkinliği Oldu
SOSİAD’ın Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile birlikte düzenlediği “Türkiye’de İklim Değişikliği Çalışmaları, F Gaz Uygulamaları ve Kigali Değişikliği” semineri, ISK Sodex fuarının ilgi çeken etkinliği oldu. 29 Eylül-2 Ekim 2021 tarihleri arasında, İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde yoğun ziyaretçi katılımı ile gerçekleşen ISK Sodex Fuarı’nın ikinci günü Forum alanında yapılan seminer SOSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Turgay Karakuş’un açılış konuşmasıyla başladı. Son yıllarda iklim değişikliğinin doğal afetlere, çevresel hasarlara yol açan sonuçlarının belirgin biçimde artış gösterdiğine dikkat çekerek SOSİAD olarak küresel ısınma potansiyeli (GWP) düşük olan gazlara dikkat çekmek istediklerini söyledi. (Video için tıklayın)
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Çevre Yönetimi Genel Müdürlüğü İklim Değişikliği ve Uyum Dairesi Başkanlığı Ozon Tabakasının Korunması ve Florlu Gazların Yönetimi Şube Müdürlüğü’nden Ülkü Füsun Ertürk, konuşmasına iklim değişikliği kavramı ve etkilerini tanımlayarak başladı. Ertürk sunumunda özetle şu bilgileri aktardı: (Video için tıklayın)
“Dünya Meteoroloji Örgütü verilerine göre Sanayi Devriminden bu yana kaydedilen en sıcak ilk 6 yıl 2015 2020 yılları arasında gerçekleşmiştir. 2020 yılı küresel sıcaklık ortalaması ise, sanayi öncesi dönemin yaklaşık 1,2 C° üzerindedir. İklim değişikliğine neden olan sera gazı emisyonlarının atmosferdeki yoğunluğu sanayi öncesi kıyasla günümüzde önemli derecede artmıştır. Bu artışın temel sebebi insan faaliyetleridir. Ülkemiz, coğrafi konum olarak iklim değişikliğinin olumsuz sonuçlarından en fazla etkilenecek bölgelerden biri olan Akdeniz makro iklim kuşağında yer almaktadır. Sanayileşme ile başlayan 270 yıllık süreçteki tüm emisyonların dörtte birinden ABD sorumludur. Onu AB ülkeleri ve Çin izlemektedir. Türkiye’nin buradaki payı ise sadece yüzde 0,6 civarındadır. Türkiye’nin sera gazları emisyonlarında enerji sektörü %72 pay ile ilk sıradadır ve bunu sırasıyla tarım, endüstriyel işlemler ve atık sektörü takip etmektedir. Türkiye’nin Niyet Edilen Ulusal Katkı Beyanı, 2030 yılına kadar 1.175 milyon Ton CO2e mertebesine ulaşması beklenen emisyon hacmini %21 oranında azaltarak 929 milyon Ton CO2 mertebesinde tutmaktır. Bu doğrultuda enerji, sanayi, ulaştırma ve atık sektörleri için emisyon azaltım politikaları belirlenmiştir. Ulusal İklim Değişikliği Stratejisi ve İklim Değişikliği Eylem Planı 2050 hedefleri doğrultusunda güncellenecektir.
AB, 2050 yılında iklim nötr ilk kıta olma hedefi ile iklim değişikliği ile mücadeleyi en öncelikli politika alanı haline getirmiş ve iklim hedeflerini yükseltmiştir. 11 Aralık 2019 tarihinde açıklanan Yeşil Mutabakat, önümüzdeki yıllarda AB’nin tüm politikalarının iklim değişikliği ekseninde şekillendirilmesini öngörmektedir. Söz konusu hedefler, AB İklim Kanunu ile bağlayıcı hale getirilmiştir. AB’nin 14 Temmuz 2021’de açıkladığı ve 2023’te uygulanacak Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması, ülkemizin AB’nde rekabetçiliğini etkileyecek en önemli husustur. Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması, ileride beyaz eşya, kimya, inşaat malzemeleri, tekstil, otomotiv ve plastik gibi karbon kaçağı riski yüksek, kaynak yoğun sektörlerde de uygulanabilecektir. AB, yeni FIT FOR 55 paketi ile sınırda karbon uygulaması, enerji verimliliği, arazi kullanımı, ormanlaşma, AB orman stratejisi, karayolu taşımacılığı ve binalarda emisyon ticareti, yenilenebilir enerji direktifi, iklim sosyal fonu gibi pek çok konuyu ele almaktadır.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Türkiye’nin Avrupa Birliği uyum süreci kapsamında uyumlaştırma şartı bulunan 27 Çevre Faslı altında yer alan F Gaz direktifi ve komisyon tüzüklerini uyumlaştırma çalışmalarını yürütmektedir. 4 Ocak 2018 tarihli ve 30291 sayılı Resmi Gazete’de “Florlu Sera Gazlarına İlişkin Yönetmelik” yayımlanmıştır. Florlu Sera Gazı İçeren ve Çalışması Bu Gazlara Dayanan Ekipmana Müdahale Eden Gerçek ve Tüzel Kişilerin Belgelendirilmesine İlişkin Tebliğ de 24 Eylül 2020 tarihli ve 31254 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir. Ülkemizde Kigali Değişikliği TBMM tarafından kabul edilerek 11 Mart 2021 tarihli ve 31420 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak kanunlaştı. Kigali Değişikliği ile ülkemizde florlu sera gazlarının tüketimi 2024 yılından itibaren kademeli olarak azaltılacak ve 2045 yılına kadar CO2 eşdeğeri üzerinden %80’lik azaltım sağlanacaktır.”
Ülkü Füsun Ertürk, konuşmasının ikinci bölümünde Yeni Florlu Sera Gazlarına İlişkin Yönetmelik kapsamında yer ayan yeni uygulamalar hakkında açıklayıcı bilgiler verdi. Yeni uygulamaların ana başlıkları şunlardı:
- Atmosfere salım yasağı,
- F gazların hammaddeden üretim yasağı (karışım hazırlamak üretim yasağına girmemektedir),
- F gazların, Mesleki Yeterlilik ve Hizmet Yeri Belgesine sahip olmayan gerçek ve tüzel kişiler ve FARAVET’e kayıtlı olmayan tüzel kişilere satılması, ücretsiz temin yasağı,
- Ürün ve ekipman içindeki f gazların geri kazanım yapılmadan bertaraf tesislerine kabul edilmesi yasağı,
- HFC’ler için “Kabul edilmiş Teknolojiler” dışında imha edilmesi yasağı (Yönetmelik Ek 6),
- HFC’ler için Kota Sistemi,
- Merkezi Veri Tabanı (FARAVET EKOMVET),
- HFC’lerin ithalat ve İhracatının Sevkiyat başına yapılmasına ilişkin usul ve esaslar,
- Ekipman sızıntı kontrolleri (ton CO2 eşdeğeri cinsinden),
- Piyasaya arz ve kullanım yasakları,
- Ticaret Yasağı.